9 Temmuz 2011 Cumartesi

Kahrolsun Yaz Ayları !

Herkese merabalar gençler. Yine sıkıntıdan patlamak üzereyken yazdığım bir blog ile karşınızdayım. Neyse baymadan konuya geçeyim. Malumunuz yaz geldi, gelmez olaydı. Ne bu sıcak la? Gündüz oturulmuyor, gece yatılmıyor. Bende tam tersini deniyim dedim. Gündüz yatıp, gece oturuyorum. Ama yok yani, yine sıcak yine sıcak. Harbiden uyku düzenimin içine sıçtım ben bu yaz. Sabah ezanı okunmadan yatmıyorum. Gündüz daha doğrusu akşam üzeri 4-5 gibi kalkıp kahvaltı yapıyorum falan. Hergün Merve ile saatlerce msnoyunları oynayıp, bazı kişilere hain planlar kuruyoruz. Sonra bi arkadaşlarla Karanfil & Sakarya takılıp eve dönüyorum. Hayat... Millet sevgilisiyle tatile gider, ne biliyim arkadaşıyla geziye gider, biz hala Ankara'dayız. Bi bok yaptığımızda yok yani. Bazen Kızılay'a bile inmiyorum aslında. Bütün günü kıçımı yayıp, pc başında oturuyorum. Hatta öyle sıkılıyorum ki, internetteki hemen her sosyal ağda üyelik açtım. Ha bunun yanı sıra bir de maNga Resmi Fan Sitesi moderatörlerinden olmanın verdiği egoyla günde 30-50 arası ileti silip, fanların bana küfür etmesini sağlıyorum. Ama hepsi canım benim. Vallahi hiç o salak iletiler yüzünden "ağzına sıçıyım senin üff." veya "yine mi ileti attı bu mal yaaa?" falan gibi şeyler demiyorum. Der miyim hiç? Demem demem.

Bebişimin Doğum Günüsü

Sıkıntıdan patlamanın eşiğinde iken bebişimin (ırmak) "15'inde doğum günümü beraber kutlayacağız panpa" demesi üzerine "Oha. Bunun için evden çıkmam gerekiyor. Aman Tanrım" triplerine girdim. Çok mutluyum. Bunun doğum günü de çok enteresan olacak aslına bakarsak. Bütün gün maNga'nın bateristi Özgür Can Öney'e doğum günü (21Temmuz) için hediye bakacağız. Şimdiden "ne alsak lan" havalarında beyin fırtınası yapıyoruz her gün. Neyse yahu. Ben bu Irmak salağını pek belli etmesemde çok severim. (bunu okuyunca gözlerinin dolduğuna inanıyorum) Cidden severim. (burda ağlaman gerek) Yani bazen çok köpekleşiyor falan ama naparsın? Atsan atılmaz, satsan satılmaz hesabı birşey. Terbiyesiz itin teki fakat seviyoruz panpişler.


Fanta Varmış Gençler !?

Bildiğiniz gibi -bilmiyosanız öğrenin- 22 Temmuz'da Tarkan veeee "maNga" nın sahne aldığı Fanta Gençlik Festivali Ankara'da. O da evden çıkmam için bir bahane oldu. O yüzden mutluyum yine. Şimdiki planlarımız arasında sabah 09.30'da Güven'de buluşup akm'ye akmak var. O saatte nasıl kalkacağım? Bilemiyorum. Ama nasılsa gerizekalı arkadaşım Esra her konser sabahı yaptığı gibi sabahın 7-8 inde 10 kere arar. Bende küfür edip telefonu kapatırım. Ama sonra uyuyamayıp kalkmak zorunda kalırım tabi. Aslında maNga olmasa kimse o saatte kaldıramaz beni yataktan ama ve lakin işin ucunda maNga olunca gerekirse geceden gider kamp kurarım. Şaka maka herifleri özledim hacı. En son 17 Mayıs'ta geldiler. Ama halk konseri olduğu için bi bok anlamadım o günden ben. Gerçi bu da öyle ama olsun yani görsek yeter. Bir de bu konserlerde maNga Fan'daki platinium üyeler kulis hakkına sahip. Bende onların arasındayım tabii. Mod olmadan önce platinium olduğum içiiin. Girmişken şu heriflerle fotolarımı çekip, ertesi gün onları büyüttürüp, baş köşeye asma planları var aklımda. Hadi hayırlısı. Ha Tarkan? Kalırız yüksek ihtimal. Dermanımız kalırsa, coşarız artık.

Her neyseee, çok uzattım. Şimdi yaz boyunca en severek yaptığım şeyi yapmaya gidiyorum! Yemek yemeye gidiyorum ! Önümüzdeki bloglarda buluşuncaya dek, kendinize iyi bakın efenim. Yakşanlaarrr..

1 Temmuz 2011 Cuma

Model Var Dediler Geldik.

Kısa bir aradan sonra yeniden buradayım. Dün arkadaşlarla Ankara TOBB ETÜ'de gerçekleşen Model konserindeydik. Ayrıntıları bildirmek için buradayım. Konserden 1-2 saat önce Kızılay'da her daim buluşma mekanımız olan Güven'de buluştuk. Ardından dolmuşa atlayıp Armada yolları. (yol bilgilerini önceden Bengü arkadaşımıza araştırtmıştım. ) Bu arada o sevgili dolmuşçu amcanın yaptığı ani frenleri anmadan geçmeyeceğim. Herneyse geldik Armada'ya. İndik dolmuştan yaklaşık 200 km kadar yolu da teptik, tabana kuvvet. Böylece TOBB'a varmış olduk. Gittik bir de ne görelim?

Model üyeleri eşofmanlarla soundcheck almakta. Biz Can'ı gözümüzle yedik. Bildiğiniz yedik yani. Herneyse konserin başlamasına 1 saat falan kalmıştı ki bir de ne göreyim eski sevgilim. Buyur burdan yak. Neyse bu geldi yanıma, konuştuk ettik falan. Konser başladı ben arkadaşların  yanına geçtim. İlk Model konserimdi ama son olmayacak. Çünkü harbiden böyle şeker, sempatik, hayranlarıyla ilgili bir grup olamaz. Hep mi güler insan sahnede? Konuşmaları, davranışları, şarkıları herşeyleriyle muhteşemlerdi. Özellikle vokalleri Fatma'nın bizlerle sürekli muhabbet halinde olması, sahnedeki kıyafetinden dolayı yaşadığı sorunlarda bile dalga geçerek bizi güldürmesi, gitaristleri Can'ın ayaklarını sahneden sallayacak şekilde önümüze oturup parçayı o şekilde çalması, sürekli bakıp gülümsemesi, bizim kalp ritmimizin bozulmasının yeterli sebeplerindendi. Ama o an geldi ve konser bitti. Herkesten hayal kırıklığı eşliğinde "aaa " sesleri yükselirken Model yavaşça bizleri selamlayıp sahneden indi.. Bizlerde tatlı bir yorgunluk ile evlerimize döndük.. Ancak bundan sonra kararlıyım Ankara'da gerçekleşen bütün Model konserlerine gitmeye.

Herneyse bu pazar emreaydın konserindeyiz. Evet evet, yine şeytan üçgeni ( ırmak, merve ve ben ) Ayrıntılarla karşınızda olacağım. Takipte kalın.

8 Haziran 2011 Çarşamba

Yine bir Emre Aydın konseri idi...

Bugün yine Ankara'da bir Emre Aydın konseri vardı. Ve biz yine Emre Aydın konserlerinin müdavimleri olaraktan; merve, ırmak ve bendeniz oradaydık. Önce sabahın köründe en azından bana göre sabahın köründe Kızılay'da buluşup metro ile taa ebesinin nikahında bulunan Urankent'teki şenliğimize doğru yola çıktık. Metroda iken merve arkadaşımın "neredeyiz ya?" sorusu üzerine metro İvedik durağında durdu. Daha sonra yine benim zeki arkadaşım merve son durağa geldiğimizde yani urankent'e vardığımızda zekiliğini kanıtlayarak "hangi kapıdan ineceğiz? Yani tabiki açılan kapıdan inmemiz lazım mantıksal olarak. Açılmayan kapıdan inemeyiz." dedi. Evet biz de bunun üzerine krizlere girdik. 1-2 dakika sonra ise ırmak arkadaşımın merve'ye "düz mantıklı" demesi ile hepimiz aynı anda  "Düz mantık hayat kurtarır!" dedik. Ki bu sahne cidden güzeldi abi. Herneyse okula vardık varmasına ancak bizim gerizekalı arkadaşımız merve biletini unuttuğu için bu ebesinin nikahındaki okuldan ayrılıp tekrar Kızılay'a gittik.Giderken metroda "neredeyiz ki?" diye sordu merve yine. Ve yine metro İvedik'te durdu. Herneyse Kızılay'a vardık, oradan bileti alıp tekrar metroya bindiğimizde yine muhabbet almış başını gider iken bu sefer Irmak "neredeyiz?" diye sordu. Ve tam o sırada metro durakta durdu. Bilin bakalım hangi durak; İvedik. Herneyse öyle böyle gittik konser alanına. Orada bir pastane görüp içeriye girdik ve hayvan gibi yedik. Ciddi anlamda hayvan gibi yedik yani. Sonra "aman ya en arkadan izleyelim oturarak daha eğlenceli oluyor" diyip okulun arkasında insanların dikkatini fazla çekmeden dalga geçebileceğimiz, bir yere geldik. Acayip gerizekalıca şeyler yaptık. Öyle böyle değil yani..Irmak arkadaşım o kadar gerizekalılaştı ki bir ara 2 tane patlatmak zorunda kaldım kafasına.Herneyse konsere gelirsek Emre yine en mütevazı haliyle karşımızdaydı.. Sabahki gülüşmeler gitti yerini hüzünlü bir hava aldı. Emre 'Son Defa' ve 'Hoşçakal'ı söylerken ağladım yine.. Her konser gelenektir bu. Ama bu şarkılarda duygulanmayan insan çok nadirdir bence. Biz böyle hüzünlü bir biçimde Emre'yi dinler iken yanımıza gelip tam anlamıyla sarkan gerizekalı yaratıklar yüzünden yer değiştirmek zorunda kaldık. Ama ne yalan söyleyeyim gittiğimiz yer çok daha iyi görüyordu sahneyi. Emre'nin sempatik ve mütevazı tavırlarından dolayı hayranlığımız bir kat daha artmış şekilde metroya doğru yürüdük.. Geldiğimizde yine geyik yaparken yine "neredeyiz?" diye sordu merve. Ben bu sefer olaya el koyup "yeter artık bu sefer ivedik'te olamayız!" dedim ama cidden bir kaç dakika sonra farkettik ki cidden yine İvedik'teyiz. Bu sefer üçümüzün tepkiside aynıydı "oha". Sonra da Kızılay'a dönüp evlere dağıldık.. Yorgun ama mutlu insanlarız. Cuma günü ise Klişe, Zakkum ve Umut Kaya konserindeyiz. Gelişmelerle karşınızda olacağız, bizden ayrılmayın.